20 Şubat 2008 Çarşamba

22 Şubat imza günü!

Hürriyet gazetesinin Winx ekinde Hepsi var ve şunlar yazıyor;

Merhaba arkadaşlar WinxClub’ın 22 Şubat’ta gösterime giricek olan “Kayıp Krallığın Sırrı” adlı sinema filminin şarkılarını “Hepsi” seslendirecek.

Hepsi Grubu filmde “You Are The One”(Sen bir tanesin) “Only a Girl”(Sadece bir kız) adlı parçaları seslendirecek.Hatta size bir sır vereyim mi?”Sen Bir Tanesin” adlı parçaya video klip çekiliyor ve Ocak ayının ortasından itibaren Kral TV,Powertürk gibi pek çok müzik kanalında bu klibi izleyebileceğiz.Ne kadar heyecan verici değil mi?


Winx kızları gibi çok iyi arkadaş olan Eren,Gülçin,Cemre ve Yasemin sinema filminin parçalarını seslendirmekten oldukça memnunlar.Winxlerin aralarındaki dostluğun ve birbirleri için yaptıklarının herkese örnek olması gerektiğini ve onların gerçek birer arkadaş olduklarını düşünüyorlar.


Hepsi’yi ve Winx’i çok sevdiğinizi biliyorum.Bu yüzden ilerleyen zamanlarda sizlere bir süprizimiz daha olacak.Ne olduğunu merak ettiniz mi? Ama sürpriz söyleyemem… tamam tamam, söylüyorum.”Hepsi” Grubu ile sizler için bir imza günü düzenleyeceğiz.Nasıl ? Muhteşem değil mi?

19 Şubat 2008 Salı

Gülçin Fotoğrafları



Grup Hepsi Reha Muhtar Röportaj'ı

Hepsi de hayatta bir şeye kafayı takmıyor

Cemre, Yasemin, Eren, Gülçin... Bu kızlar 2.5 ay önce çıkan albümleri 50 bin satışa ulaşan dört çıtır kız... Yaşları 19'la 21 arası... Bu kızlar, bir enteresan... Yaşama hiç ağır takılmıyorlar... Dünyaya, sorunsuz bakmaya çalışıyorlar... Daha bu yaşta "Fazla sterese girme... Erken yaşlanma..." psikozundalar....

Cemre, Yasemin, Eren, Gülçin... Bu kızlar 2.5 ay önce çıkan albümleri 50 bin satışa ulaşan 4 çıtır kız...Yaşları 19'la 21 arası... Aslında daha da küçük gösteriyorlar... Trabzon'da Karadeniz Teknik Üniversitesi'ndeki konserlerinde tam 40 bin kişi varmış... Öyle diyorlar... Bu kızlar bir enteresan... Yaşama hiç ağır takılmıyorlar... 3 yaşından, 13 yaşından hayranlarının sevgi selinde, hayatı içim içim bir su gibi içiyorlar... Yasemin arabalara meraklı... Bir an önce mutlaka bir spor araba sahibi olmak istiyor... Eren aralarındaki tek aşık kız... Erkek arkadaşı, hep evlerinde olduğundan, onu şimdiden aileden saymaya başlamış... Diğerleri, konserlerden daha aşık olmaya fırsat bulamamışlar... Tabii bunda hayran kitlelerinin de önemli bir rolü var... Ne de olsa hayran kitlelerinin yüzde 50'si 3-13 yaş arası... Ancak müthiş popülerler... İnternette albümleri 95 bin kez indirilmiş...
MUHTAR: Ne kadar oldu bir araya gelişiniz?
CEMRE: Arkadaş olarak 10-12 sene, 7-8 yaşlarından beri beraberiz.
MUHTAR: Peki 7-8 yaşından beri böyle bir grup mu oluşturmayı planlıyorsunuz?
CEMRE: Hayır, beş sene önce başladık ama uzun zamandır hayal ediyorduk.
MUHTAR: Kimin aklına geldi bu?
KIZLAR: Hepimizin.

HEPSİ'NDE HER ŞEY VAR!
EREN: Ortaokuldayken müzik gruplarına inanılmaz bir hayranlığımız vardı, özellikle de erkek müzik grupları çok modaydı o zamanlar. Backstreet Boys gibi... Buradan çıktı 'bir grup kuralım' fikri.
GÜLÇİN: Tabii biz hayranlık duyduğumuz o grupların seviyesinde daha değiliz ama inşallah olur. Hayranlıkla başlayan bir hevesti.
MUHTAR: Yani siz şimdi hayranlık duydunuz ondan dolayı da biz bir grup kuralım dediniz, sonra?
GÜLÇİN: Aslında ilk başta vokalleri paylaşıyorduk, çok sesli şarkılar oldukları için grup olarak bu vokalleri bölüşerek söylüyorduk. Bu da bize bir grup kuralım fikri verdi. Aldık başımızı gittik. Söylerken grup olduk. İsmimiz de yoktu, çok uzun süre isimsizdik biz.
MUHTAR: "Hepsi" ismini nereden buldunuz?
YASEMİN: Mete Özgencil buldu. Hepsi şu anlamda: Hepsi konservatuvarda okuyor, hepsi dansçı, hepsi şarkı söylüyor, hepsi dost. Her şey var hepsinde, o yüzden 'Hepsi'.
MUHTAR: Siz her şeyi kapsadığınız için...
CEMRE: Şöyle düşünün. Dans ediyorlar mı? Evet hepsi ediyor. Şarkı söylüyorlar mı? Evet hepsi söylüyor. Ee müzik var mı? Evet hepsi var.
MUHTAR: Müzik yaparken nasıl bir felsefeniz " var? Ben sözlerinize falan baktım çok değişik sözleriniz...
EREN: R&B bizim müziğimizin ismi.
MUHTAR: Ne bi?
EREN: Ar an bi, ar an bi.
MUHTAR: Ne demek? Hayır R&B'yi insanlar bilmez değil mi?
EREN: Doğu var, pop da var, farklı enstrümanlar var. Türk enstrümanları, karışmış bir müziğimiz var.
CEMRE: Türkiye'de yaşıyoruz, Türkiye'de pop dinleniyor. İnsanların Doğu ezgilerinden alınmış bazı şeyler hoşuna gidiyor. Biz müziğimizin arasına darbukalar koyduk Türkiye'ye de yakın olsun diye.
MUHTAR: Peki kaç kişi izliyor siz konser verdiğiniz zaman?
CEMRE: İlk konserimiz Trabzon Teknik Üniversitesi'nde oldu. İlk başta 30 bin kişi vardı, konser sırasında 40 bin kişi olmuştu, inanamamıştık bu kadarına.
MUHTAR: 40 bin kişi mi?
CEMRE: Evet, 40 bin kişi, biz inanamadık. 'Kaç kişi var?' diye sorduk. '40 bin kişi kadar var' dediler.
MUHTAR: Sonraki konserleriniz?
YASEMİN: Sonra Kilyos Solar Beach'te verdik. Orada o kadar çok kişi yoktu.
CEMRE: Hava soğuktu Kilyos'ta. Açık hava diye öyle oldu. Çok serindi fakat yine de kalabalıktı.
EREN: Şimdi ayın 23'ünde Didim'de daha sonra Boğaziçi Üniversitesi'nde konserimiz var.

'LARÇ' BİR HAYATIMIZ VAR!..
MUHTAR: Peki hayat felsefeniz ne? Nasıl bakıyorsunuz hayata?
EREN: Ben bunu birkaç sene önce kendime şey yaptım ama ne kadar doğru bilmiyorum. Bir şeyleri çok fazla kafaya takmamayı, hani böyle daha 'larç' hayat... Yani her şey zaten bir şekilde oluruna varıyor. Bir de her şey artık hayırlısı olsun falan...
MUHTAR: Stres yapma diyorsun yani?
EREN: Stres yapmayacağım evet, bunun ileride bana faydası olacağını düşünüyorum.
MUHTAR: Genç ve dinç kalacağım diyorsun...
EREN: Genç ve dinç kalacağım ama bazen "Bu nasıl bir laçkalık sendeki" denebiliyor.
MUHTAR: Nasıl laçkalık, ailen mi diyor bunu?
EREN: Hayır ailem değil, arkadaşlarım diyor.
YASEMİN: Ben de aynı şekilde yani beni üzmeye çalışan biri varsa hiç onu takmayacağım. 'Bırak kendi üzülsün kendi kazdığı kuyuya kendi düşsün' mantığında gidiyorum.
MUHTAR: Beni üzmesine izin vermeyeceğim dediğin, bir erkekten mi bahsediyorsun?
YASEMİN: Herhangi biri olabilir; dışarıdan, okuldan biri de olabilir bu, arkadaşım da olur... Herhangi biri, illa erkek arkadaşım olması gerekmiyor.
MUHTAR: Hayır yani 'Beni üzmesine izin vermeyeceğim' deyince dedim herhalde...
YASEMİN: Hayır yani çünkü çıkabiliyor öyle o tarz insanlar konservatuvarda genellikle. O yüzden o tarz ilişkilere pek yaklaşmamaya çalışıyorum yani insanları açıkçası tanımak daha mantıklı geliyor. Eskiden tanımadan direkt samimi olurdum arkadaş olurdum ben, bu benim canımı çok acıttı.
MUHTAR: Peki yani nasıl bir felsefe? Örneğin; hayattaki hangi felsefenizi kendi hayranlarınıza vermeyi düşünürsünüz?
YASEMİN: Hiç kimseye benzemeye çalışmasınlar mesela kendileri olsunlar.

HER ŞEYİ AKIŞA BIRAKMAK LAZIM
EREN: Hiçbir zaman bir şeylere ulaşmak için pes etmemeleri gerekiyor. Çünkü biz bu işe, işte atıyorum 14-15 yaşında başladık o zaman çocukluk hevesi hemen olsun istiyorduk her şeyi. Ama bizi gerçekten böyle 4 sene sakin sakin şan derslerimiz, dans derslerimiz oldu münazara çalışmalarımız oldu yani herkesin kendini geliştirmek için.
MUHTAR: Niye takmıyorsun hayatı?
EREN: Bundan birkaç sene önce oturduğum sitede Süha Abi diye biri var, 55 yaşlarında. Simsiyah saçları var yani bir tane beyazı yok adamın başında, her zaman gülüyor. Pozitif enerji var üstünde, yani genç gibi yani otuz yaşlarında falan gibi sürekli işi güzel, hayatı güzel, her şeyi çok güzel gidiyor. Sonra öğrendim; hiçbir zaman stres yapmıyor ki, tavırları da öyle. Hiçbir şeyi takmıyor. Sonra işlemiş kafama.
MUHTAR: Yani sen yaşlanmak istemiyorsun, hep genç kalmak istiyorsun ondan...
EREN: Sanırım o yaşlılık enerjisini şu an kabul etmiyorum ama ileride edeceğim kesin ama şimdi düşünmek istemiyorum; saçlarım geç beyazlasın böyle genç takılayım, gençlerle olayım ileride falan diye.
GÜLÇİN: Her şeyi akışına bırakmak lazım, pozitif düşünmek ve herkesi olduğu gibi kabul etmek lazım çünkü yani insanın istediği gibi olmuyor her şey, bunları kendi içinde kabullenip halletmek gerekiyor ki, kendini üzmemek lazım sonuç olarak.

REHA MUHTAR

13 Şubat 2008 Çarşamba

Hepsinin Güzellik Sırları;

Hepsinin Güzellik Sırları;
cemre: ben domates maskesi uyguluyorum
Gülçin: bende domates maskesi inanın çok işe yarıyor
yoshy: ben arada uyguluyorum ama eren cemre Gülçin daha sık uyguluyorlar
eren: bende domates maskesi vazgeçilmelimiz bizim o

Bu maskenin Hazırlanışı;

1-)domatesi rendeleyin ve rendelikten sonra karıştırın ve ezin

2-) sonrada bu karışımı yüzünüze sürün 15 dk bekletin ve yıkayın
Yararları;
sivilcelere iyi geliyor

14 Şubat için aşk ve abur cubur : Hepsi


Aşkı bir abur cubura benzetseniz, hangisi olur?

YASEMİN:Tabiki çikolataaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa... taparım çikolataya

CEMRE: waffle

GÜLÇİN: dibine kadar cips

EREN: tabi ki çikolata

Şöhrete hálá alışamadılar



Röportaj: Gözde YILMAZ

Geçtiğimiz yıl "Olmaz Oğlan" ve "Yalan" şarkılarıyla adlarını duyuran Hepsi grubu, "Hepsi 2" adlı albümleriyle yeniden sevenlerinin karşısında... Türkiye’nin R&B tarzında müzik yapan ilk grubu unvanını da taşıyan Hepsi grubu üyeleri, gördükleri ilgiye rağmen hálá şöhrete alışamadıklarını söylüyorlar.

Hedef kitleniz çocuklar mı?Cemre: Daha 20 yaşındayız. Damardan sözlerin bulunduğu bir albüm isteniyorsa, onu İbrahim Tatlıses’ten dinlemek gerekiyor. Bu arada İbrahim Tatlıses’i de çok seviyoruz, sakın yanlış anlaşılmasın. Biz sadece yaşımıza uygun müzik yapıyoruz, daha esprili bir tarz kullanmaya çalışıyoruz. Bu tarzımızı çocuklar da seviyor olabilir. Ama sadece çocuklara yönelik bir şey yapmıyoruz.

İkinci albümünüzün promosyon çalışmalarına devam ediyorsunuz. Sık sık imza günlerine katılıyorsunuz. Tepkiler nasıl?

Gülçin:
Çok iyi... Şimdiye kadar çok imza günü düzenledik ama geçtiğimiz günlerde D&R’da düzenlenen imza günü müthiş kalabalıktı. Orada çalışanlar bile ilk defa böyle bir ortamla karşılaştıklarını söylediler. İlk gittiğimizde masa giriş kapısına konulmuştu, daha sonra kuyruk dışarı taşmasın diye içeri alındı.

Yasemin: İlgi çok hoşumuza gidiyor ama bazen insan bu ilgiden utanabiliyor da... Geçen sene günlük kıyafetlerimizle dışarıya çıktığımızda bizi gerçekten tanımıyorlardı. Ama artık tanıyorlar.

Sokaktaki durum nedir? Rahatça yürüyebiliyor musunuz mesela?http://preview.hurriyet.com.tr/preview/image.aspx?picid=1980478

Eren:
Geçtiğimiz günlerde reklam çekiminden dönüyordum. Gece yarısı benim oturduğum bölgede kimlik kontrolü yapılıyor. Haftada birkaç kere geçiyorum o saatte. Ben çantamdan kimliğimi çıkartırken iki jandarma kendi arasında konuşmaya başladı. İşte bu kız Eren Bakıcı diye.

Yasemin: Takı bakıyordum, mağaza sahibi yanıma geldi. "Siz bir gruptasınız değil mi" dedi. Ben "Ne grubu" deyince de "Hepsi grubunda değil misin?" diye sordu. Şaşırdım.

Eren: Ben spor yapıyorum. Bir çocuk geldi, "Ben seni nereden tanıyorum" dedi. "Bilmem, herhalde buradan tanıyorsundur, sürekli geliyorum" dedim. "Yok" dedi. Lise, ortaokul olabilir mi diye düşünüyoruz ama hayır. En sonunda çocuk tam gidecekken bana "Hepsi grubuyla bir alakan var mı" diye sordu. Doğrusu benim hiç aklıma gelmemişti!

Gülçin: Trafik kazası geçirmiştim. Kimse beni tanımadı. Savaş Ay falan geldi, benimle konuşuyor ama kim olduğumu bilmeden. En sonunda montajda tanımışlar.

Okan Bayülgen’in programına da katıldınız. Keyifli bir program mıydı?

Cemre:
Evet hem de nasıl... Çok eğlendik. Ama benim için ayrıca şöyle bir durum vardı. Programa çıkarken kostümüm, spor ayakkabılarım falan hepsi tamam ama ayakkabılarımın içine çorap getirmeyi unutmuşum. Ben çıplak ayaklarla hayatta ayakkabı giyemem. Ne yapacağımı düşünürken arkadaşımın aklına albümümüz geldi. Biliyorsunuz albüm ile birlikte Penti’nin "Hepsi" yazılı çoraplarını dağıttık. Albüm bulundu, içindeki çorabı aldım ve giydim. Zaten program sırasında da bu durumu oradakilerle paylaştım.

Herkes bir sponsor bulamazken siz iki önemli sponsorla birlikte çalışıyorsunuz. Nedir sizin farkınız?

Eren:
Gurur duyuyoruz tabii. Pepsi şimdiye kadar çok iyi isimlerle çalıştı. Bu yıllar sonra da unutulmayacak bir reklam filmi. Pepsi ile işbirliği yapan isimler hiçbir zaman unutulmuyor, inşallah aynı durum bizim için de geçerli olur.

Herkesin sorduğu ve sizin ısrarla "Asla" dediğiniz bir soru var. Bunu bizimle paylaşır mısınız?

Gülçin:
Evet! Her gören "Ayrılacak mısınız" diye soruyor. Başımıza bu kadar güzel şey gelirken neden ayrılmayı düşünelim? Hepsi grubu bir gün bitecek ama bu 4 kişi ayrılmayacak. Daha önce Hepsi grubu yoktu, biz yine böyleydik. O zaman yaşlanmış oluruz zaten.

Yasemin: Biz hiçbir zaman ayrılmayı düşünmedik. Biz bu dostluğa güveniyoruz.

Hepiniz balerinsiniz ve hepiniz için de vazgeçilmez tek şey dans olsa gerek, öyle değil mi?

Yasemin:
Kesinlikle! Dans çalışmalarımızda Hamza Haimami ile çalışmaya devam ediyor olmamız gerekiyordu. Ama Justin Timberlake ile çok daha önce çalışmaya başlamışlar. Umuyoruz ki Justin’le işi bitince bizimle çalışmaya devam edecek.

Gülçin: Klibimizdeki dansçılar daha önce Mariah Carey ile çalışmışlar. Sözde kalınca insan inanmayabiliyor, ama fotoğraflarını görünce çok şaşırdık.

n İlk klibinizi çektiniz, şimdiki projeleriniz neler?

Eren:
İkinci klipten önce başka projelerimiz var. Sponsorlarımız Penti ve Pepsi ile yaz boyunca çalışmalarımız devam edecek.

Klip çekimlerinde rol gereği sihir yapmışsınız. Gerçekte böyle bir yeteneğiniz olsa ne yapmak istersiniz peki?

Gülçin:
Dünya çapında bir konser düzenlerdim.

Yasemin: Bütün kötülükleri kaldırıp, herkese sağlık verirdim.

Eren: Gerçekten karnı aç olan insanların önüne kocaman bir sofra düşsün isterdim. İkinci isteğim ise buradan Hamza Haimami ile Justin’in yanına gitmek olurdu.

Klip çekmek keyifli mi, yoksa...

Cemre:
Dünyanın en zor işi... Artık gecenin bir vakti yorgunluktan durup dururken gülmeye başlamıştık. Ben yönetmene "28 saniyeyi 130 kere çekmemizin sebebini anlayamıyorum. Bir de uçaklar nasıl uçuyor hálá" dedim. O da bana "Güney yarımküredeki insanlar neden baş aşağı oldukları halde düşmüyor, ben de onu anlamıyorum" deyince, "Tamam" dedim "sen de yorulmuşsun!"

Tarkan: "Grup Hepsi Rakibim!..."


Paparazi: Tarkan bey sizce Türkiye’de iyi bir sanatçı olsun veya grup olsun size rakip çıkabilecek biri var mı size göre ?
Tarkan : Rakip aslında fazla yok bana göre ama Hepsi grubunu kendime rakip olarak görebiliyorum.
Paparazi : Siz Türkiye’de yok iken bazı sanatçılar,şarkıcılar Hepsi grubuna bazı olup olmadık şeyler söylediler bu konuya ne diyorsunuz ?
Tarkan : Bence onlar önce kendilerine baksınlar daha doğrusu eleştirenler Hepsi bence Türkiye’nin geleceği diye düşünüyorum onun için fazla kulak asmasınlar bizd bu yollardan geçtik nede olsa onlar 4 yılda çok sevildi daha doğrusu çıktıklarında banada iyi bir grup gibi gelmişti ilk başlardan ve dinledikçe onların şarkılarını baktım bana rakip olma ihtimalide çok var grubun ama umarım en iyi yerlere gelebilirler çünkü kızlar çok iyi her anlamda
PaparaziTongueeki bu yıl Eurovısıon şarkı yarışmasına kim gitmeli ?
Tarkan : Bu yıl Mor ve Ötesi grubun gitmesine bir yandan şaşırdım bir yandan üzüldüm Kenan geçen sene gittiğinde çok beğenmiştim onun performansını falan ama bu yıl keşke gitse dediğim Hepside şıklar arasında var ama internetten de okuduğuma göre Eurovısıon teklifini kabul etmemişler bence etselerde çok iyi sonuçlar alabilirdik
Paparazi: Peki Türkiye’de kendinize rakip gördüğünüz sanatçılar kim ya da kimler ?
Tarkan : Kenan Doğulu,Mustafa Sandal,Hepsi,Murat Boz,Sıla ben sadece bu şarkıcıları kendime rakip olarak görüyorum !

3 Şubat 2008 Pazar

Hepsi Ankara’da konser verecek


Dört ilde konser verecek olan Hepsi Grubu, 3 Şubat tarihinde Anadolu Gösteri ve Kongre Merkezi’nde Başkentli hayranları ile buluşacak.

BKM’nin organizasyonuyla turneye çıkan Hepsi Grubu, Ankara’da verecekleri konserle Başkent’i ısıtacak. Bu yılın ilk aylarında dört ilden oluşan bir turneye hazırlanan grup üyeleri, İstanbul, İzmir, Ankara ve Antalya’da binlerce hayranıyla buluşacak.

BİLETLER BİLETİX’TE

Aldıkları bale ve modern dans eğitimini, sahne performansına başarılı bir şekilde yansıtmayı başaran grup üyeleri, hayranlarına keyifli dakikalar yaşatacak. 3 Şubat’ta Anadolu Gösteri ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilecek konserin biletleri, Biletix’ten ve gişelerden temin ediliyor.

DANS EĞİTİMİ ALDILAR

İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nda klasik bale ve modern dans eğitimi alan grup üyeleri, 2005 yılında çıkarttıkları ilk albümleri "Bir" ile büyük başarı yakalamıştı. Ardından 2006 yılında "Hepsi 2" adlı albümlerini çıkaran grup üyeleri, Sezen Aksu ile birlikte "Tempo" adlı single çalışmasına da imza attı.

Başkent’i ısıtacaklar

Yılın ilk turnesi için çalışmaya başlayan Hepsi Grubu üyeleri Eren, Cemre, Gülçin ve Yasemin, 3 Şubat’ta Anadolu Gösteri ve Kongre Merkezi’nde sevenleriyle buluşacak. Grup Hepsi, Ankara’yı şarkıları ve danslarıyla ısıtacak.

2 Şubat 2008 Cumartesi

Grup Hepsi: Bad Penny


Bulgaristan ve Kanada listelerinde HEPSİ fırtınası
Bulgaristan ve Kanada listelerinde HEPSİ fırtınası

15 gün önce çıkardıkları 'Bir' adlı albümleriyle tüm dikkatleri üzerine çeken ve çok satanlar listesinde zirvede olan Hepsi adlı grup, sessiz sedasız yurtdışında da single çıkardı. Hepsi'nin İngilizce single'ı Kanada ve Bulgaristan'da büyük beğeni topladı.

Sessiz sedasız bir şekilde çıkardıkları albümleri ile Türkiye'de çok dikkat çeken Hepsi adlı grup, büyük düşünüp Türkiye ile aynı anda yurtdışında da İngilizce single çıkardı. Türkiye'de büyük ilgi gören 'Olmaz Oğlan' adlı şarkılarının İngilizce versiyonunu çıkaran grup, Bulgaristan ve Kanada'da büyük ses getirdi. Single'larını önce bu iki ülkede çıkarmayı tercih eden grup, 'Bad Penny' adlı single'larının bu ülkelerde yoğun ilgi görmesi üzerine, şimdi gözünü başta ABD olmak üzere birçok Avrupa ülkesine dikti.

TARKAN'DAN HIZLI DAVRANDILAR
Henüz yolun başındayken İngilizce albüm yapıp yurtdışına açılan grup, popstar Tarkan'dan bile önce davrandı. Tarkan yıllardır İngilizce albüm yapmak için uğraşırken; Hepsi, daha Türkiye'de bile yeni tanınmaya başladıkları bir dönemde cesur bir karar aldı. Grubun bağlı olduğu Stardium Müzik Şirketi'nin sahibesi Ahu Özışık bu konuda şunları söylüyor: "Yurtdışında albüm yapmak için Türkiye'de star olmaya gerek yok. Çünkü, Türkiye'de hangi konumda olduğunuzu dünyada pek bilen yok. Türkiye'de star olmadan da yurtdışına açılabilirsiniz. Biz Hepsi'nin başarısıyla bu tezi doğruladık." Gülçin, Eren, Cemre ve Yasemin'den oluşan grup üyelerinin tümü İngilizce'yi ana dilleri gibi konuşuyor. Ve bu da onların yurtdışındaki en büyük avantajları.

BULGARİSTAN'DA ÜÇÜNCÜ SIRADALAR
Hepsi'nin 'Bad Penny' adlı şarkısı, şimdilerde Bulgaristan müzik listelerinde üçüncü sırada. Euorovision'da birinci olan Yunanlı Elena Paparizou'nun 'My Number One' ve dünyaca ünlü rapstar 50 Cent'in 'Candy Shop' adlı şarkılarından sonra en sevilen şarkı olan 'Bad Penny', birçok dünya starının şarkısını solda sıfır bıraktı. Will Smith, Moby, Backstreet Boys, Destiny's Child gibi starların şarkıları bile 'Bad Penny'nin gölgesinde kaldı. Kanada'daki durum da Bulgaristan listelerine çok yakın.


İşte Bad Penny Klibi!!


İşte Hepsi'nin Kanada müzik listelerinde beşinci sırayı parselleyen, sözleri Tamer Gürsoy'a, müziği ise Mete Özgencil'e ait olan 'Bad Penny'nin sözleri:

A bad penny always turn up
My ex-hot shot has showed up
Obviously once bitten twice shy
Been there done that and come back

Here's my greedy kitten
Yearning for more affection
Can't spoil you forever

Now get your act together
Or I'll find someone hotter
I can always do better

You've still got what it takes
And you play so many games
You've still got what it takes
For as long as that body shakes

Easy come easy go my boy
Go find yourself some other toy
Stop beating around the bush boy
Knock on someone else's door.

ZAFER AKBAŞ

Hepsi Heygirl'de!



Röportaj: Hazan Aköz Fotoğraflar: Zeynel Abidin Ağgül

Heygirl dergisi şubat sayısında, Hepsi kızlarını ve "Hepsi 1" dizisindeki rol arkadaşlarını buluşturdu.

Dizideki sevgilileriyle 14 Şubat Sevgililer Günü pozu veren Hepsi kızları, aşka dair sırlarını anlattılar.

Hepsi bir arada artı aşkları da
Hepsi kızları ve "Hepsi 1" dizisinin yakışıklıları, 14 Şubat’ta kutlanacak Sevgiler Günü’ne özel olarak Hey Girl dergisine konuştular. İşte Hepsi üyelerinin ve dizideki yakışıklı sevgililerinin aşka dair sırları...

En kısa ilişkim 3 ay

Gülçin

1- İlkokuldaydım, kime aşık olduğumu hatırlamıyorum ama. Ben çok utangaç biriyim, o yüzden bunu hiç belli etmiyordum.

2- Kime söylediğimi söyleyemem, ama çok rahat söylemiştim çünkü hislerim çok gerçekti. Gerçek olduğunda zorlanmıyor insan bunu söylerken.

3- Benim ki biraz maceralı anlatamam herhalde. Sıradan değildi, onu söyleyebilirim.

4- Çok aşık olup yerlerde sürünmek. Aslında deli gibi aşık olmayı çok istiyorum, ama karşılıklı olması koşuluyla.

5- En fazla 2,5 yıl, en kısa 3 ay sürdü.

6- Olgun ve dürüst olması... Çünkü hepsi çocuk bence.

7- Bu gün benim için hiçbir zaman özel olmadı ve yine hiçbir planım yok. Nedense, o gün geldiğinde ben hep tek başıma kalıyorum. Bir de hediye alma konusunda çok kötüyüm.

Oğuzhan Yıldız

1- İlk büyük aşkımı 2004 yılında yaşadım. Hatta oyuncu o da. 7 aylık bir ilişki yaşadık.

2- Ona dedim, ama biraz farklı söyledim: "Seni sapık gibi seviyorum" dedim.

3- Çok enteresandı. Beraber film izliyorduk. O beni öptü. Ben çok çekingen biriydim o zamanlar. 6 ay boyunca, hiç dokunmadım bile ona.

4- Tutarsızlık. Bir gün çok iyi davranan birinin, öbür gün ilişkiyi pat diye bitirmesi.

5- En uzun 8, en kısası 4 ay.

6- Bağlılık ve dürüstlük.

7- Çok önemsediğim bir gün değil aslında ama kızlar önemsiyor ve benim de önemsemem gerekiyor gibi hissediyorum.

http://preview.hurriyet.com.tr/preview/image.aspx?picid=4878015Hiç öpüşmedim

Cemre

1- İlk kez aşık olduğumda lisedeydim. Acayip heyecanlanıyordum onu gördüğümde. Bana değişik bir şekilde "günaydın" dediğinde, "Kesin benden hoşlanıyor" diye düşünüyordum.

2- Bunu çok zor söylerim ve söyleyebilmem için çok zaman geçmesi gerekir. Evde salonda da olabilir, sokakta yürürken olabilir, ne zaman gerçekten hissediyorsam o zaman söylerim.

3- Hiç öpüşmedim. Çok merak ediyorum.

4- Aşkın bitmesi ve sevgilimin benden sıkılması, en büyük korkum sanırım.

5- Hiç ilişki yaşamadım nasıl bir şey olduğunu çok merak ediyorum.

6- Ne olursa olsun, açık konuşsun. Her şeyi söylesin.

7- İnanılmaz ticari buluyorum ve böyle bir gün olduğuna inanmıyorum. Anneler, Babalar günü daha anlamlı.

Cem Avnayim

1- Yuvadan beri aşık oluyorum, 6 yaşındaydım. Biraz fazla aşık oluyorum ben. İlk aşık olduğum kız çok güzel bir kızdı. Ben aşkı yemek yemek gibi bir ihtiyaç olarak gördüğüm için, bana çok doğal gelmişti her şey.

2- Bu tarz şeyler söylemem ben. Sevgimi gösteririm.

3- Çok zevkli ve çok keyifli bir şeydi, 14 yaşındaydım. Bağdat Caddesi’nin tam ortasında öpüşmüştük.

4- Aşkla ilgili korkum yok. Benim aldatılmak gibi bir korkum da yok çünkü eğer aldatılıyorsan, bu senin yüzündendir.

5- En uzun 11 ay sürdü. En kısa ilişkim 20 dakika sürmüştür.

6- Güven.

7- İlk Sevgililer Günümde kavga ettik. Çünkü işim uzadı ve ben buluşmaya geç gittim. O yüzden Sevgililer Günü hakkında pek iyi şeyler düşünmem.

Yalansız ilişki isterim

Eren

1- Bir tane sevgilim oldu benim bugüne kadar, o da dört sene sürdü. Bir arkadaş grubumuz vardı, o da o gruptaydı. 1,5 sene boyunca arkadaştık, ama sonra oyunlarla sevgili olduk.

2- Bir tek ona söyledim.

3- Heyecanlanmıştım, çok güzeldi. Bir de çok beğendiğim bir çocuktu ve tesadüfen o gün karşılaşmıştım o çocukla. Bu olaydan iki sene önce onu bir yerde görmüştüm ben ve inanamamıştım, ne kadar güzel çocuk diye.

4- Gerçekten çok seviyorsam ve o beni yalandan sevmişse, bunu öğrenmek beni çok korkutur çünkü ben gerçekten çok safça seviyorum.

5- Arkadaşlık süremizle birlikte 5,5 sene sürdü. Hálá da her gün konuşuruz başka da bir şey olmadı zaten.

6- Eğer beni seviyorsa gerçekten, hiç kimseden çekinmeden bana olan sevgisini göstersin isterim.

7- Güzel bir olay. Biz birbirimize küçük hediyeler alırdık, ama hiçbir zaman özel olarak bunu seremoni haline getirmedik.

Erman Burmalı

1- 19 yaşımdaydım. Daha öncekileri aşk zannediyormuşum, ama değilmiş. Çok güzeldi, sert bir kayaydı, çarpıldım. Hiç umursamadığım ve hiç aşık olabileceğimi düşünmediğim bir anda karşıma çıktı ve aşkın böyle bir şey olduğunu o gün anladım.

2- Çocukluğumda çok söylemişimdir, ama ilk söylediğimi hatırladığım kişi, yine aynı kişi. İlk anda nasıl söylediğimi hatırlamıyorum, sadece söyledikten sonra sürekli söylediğimi hatırlıyorum.

3- 11-12 yaşlarındaydım. Bana çok güzel gelmişti.

4- Herkes gibi aldatılmaktan ve "Seni çok seviyorum" deyip de arkadan bıçaklayanlardan korkarım. Göz göre göre aldatsın, ama gözümün içine bakıp bana aşkını ilan ediyorsa ve iki gün sonra gidiyorsa, bundan çok korkarım.

5- En uzunu 3 buçuk sene sürdü. En kısası da 3 gün.

6- Beni anlayan birisi olsun. Anlaşılabilmek çok önemli çünkü bazen ne yaparsan yap, anlaşılamıyorsun.

7- Sevgilim varsa yaparım, neden olmasın? O gün mutlaka, bir şeyler yapılır. Ama benim için çok önemli bir gün diyemem.

SORULAR

1- İlk aşkınızı anlatır mısınız?

2- İlk kez kime "Seni Seviyorum" dediniz?

3- İlk öpüşmenizde ne hissetiniz?

4- Aşkla ilgili en büyük korkunuz nedir?

5- En uzun ve en kısa ilişkiniz ne kadar sürdü?

6- Sevgilinizden beklediğin en önemli şey nedir?

7- Sevgililer Günü hakkında neler düşünüyorsun?

İlk 17 yaşında öpüştüm

Yasemin

1- İlkokuldaydım, ben dörde gidiyordum, o da beşe gidiyordu. Tolga’ydı adı. O da farkındaydı durumunun, çok tarz bir çocuktu. Giydiği kazağın kolları çok uzun olurdu ve uçları yırtık pırtık olurdu.

2- Herhalde 15 yaşındaydım, kime dediğimi hatırlıyorum, ama söylemeyeceğim. Onu görünce böyle kalbim deliler gibi atardı çok iyi hatırlıyorum.

3- 17 yaşındaydım. Yanımda Gülçin vardı. Çocuk benden iki yaş büyüktü. Bir şey hissetmemiştim aslında, "Ne bu ya?" olmuştum.

4- Aşk zaten korkutucu bir şey!

5- En kısa ilişki diye bir şey yok aslında çünkü o ilişki değil. Yazlıktaydık, biri vardı. Sonra benim arkadaşımın arkadaşı olduğunu öğrendik. Arkadaşlarım beni biraz etkiledi ve dene bu çocukla dediler. Bir hafta dayanabildim. En uzun ilişkim de iki sene sürdü.

6- Karşımdaki işime saygı duysun. Anlayış çok önemli. İşime saygı duymuyorsa benim hayatımda olamayacak demektir. Telefon açamadığımda, "Neredeydin sen?" diye bir ses duymak istemiyorum telefonda. İşime saygı ve anlayış o kadar:)

7- Sevgililer Günü hakkında bir şey düşünmüyorum çünkü sevgilim yok.

Yusuf Akgün

1- 17 yaşındaydım aşık oldum. Hálá beraberiz.

2- Ona... Lisede tanıştık, önce arkadaştık, sonra bir baktık sevgili olmuşuz.

3- Yorum yok...

4- Aşksız kalmaktan korkarım.

5- En uzun 6 sene, en kısa 6 sene.

6- Huzur.

7- Uzun zamandır beraberiz biz. Çiçekli balonlu kutlamalardan tutun da pırlantalı hediyelere kadar vardırdık olayı. Ama artık Sevgililer Günü bana daha çok ticari bir kavram olarak geliyor. İnsan sevgilisine sevgisini sunmak için tek bir günü beklememeli bence.

Heygirl dergisinin şubat sayısında okurlarına iki hediyesi var: Notlar için bonbon mandallar ve defterlere "High School Musical" çıkartmaları..


Diğer Hey Girl Haberleri İçin Tıklayınız...

Hepsi Kızları Tatilde!...

Gençlerin gözdesi Hepsi grubu üyeleri, tatile çıktı. Yaz aylarındaki turneleri ve atv'de yayınlanan "Hepsi 1" dizisinin çekimlerinden dolayı yoğun bir dönem yaşayan grup üyeleri Eren, Cemre, Gülçin ve Yasemin, tatil için Uludağ'ı seçti. Dizi film çekimlerinde verilen üç günlük arayı fırsat bilen güzel Hepsi kızları, karın tadını çıkardı. Tatilde de birbirlerinden ayrılmayan yakın arkadaşlar, Uludağ'da snowboard yaptı.

Kaynak: Sabah

Uludağdan Fotoğraflar için Tıklayınız...

Kızların Vazgeçemedikleri

KIZLARIN VAZGEÇEMEDİKLERİ

CEMRE:Cemre antibakterial sabunundan,hepsi kızlarından ve anneannesinden vazgeçemiyor.

EREN:Eren bir doğa tutkunu .Boş vakitlerinde fotoğraf çekiyor ve evde tek başına DVD izlemeye bayılıyor.

YASEMİN:Annesine çok düşkün olan Yasemin,arabalara çok meraklı,karanlıktan korkuyor ve nazar boncuğu takıyor.

GÜLÇİN:Gülçin bir iş delisi.Aşka vakit bulamıyor.Hayatta strastan yoga yaparak kurtuluyor ve çok duygusal.

Hepsi'nin Çocukluğu

CEMRE:Cemre küçükken kendisi ile çok barışık bir kızdı.kendini çok seviyordu ve özgüveni hep tamdı.Müzik hayatına atılabilmek için ailesinden büyük bir destek gördü.Özellikle annesi onun en büyük destekçisiydi.

EREN:Eren'in en sevdiği yeri dudaklarıymış küçükken.Halada dudaklarını çok seviyor.Eren,küçükken biraz sakin ve uslu bir kızmış.Çok da çalışkanmış.Eren kendini " İNEK ÖĞRENCİ " olarak tabir etmekten gurur duyuyor.

GÜLÇİN:Gülçin,bebeken çok tombulmuş ama sonra biraz büyüyünce acayip sıska bir çocuğa dönüşmüş.Sürekli evrim geçirdiği için her iki durumada alışık bir hale gelmiş.Ama bu sıralar gayet formda.

YASEMİN: Yaseminin dediğine göre "her insanın bir takım kusurları vardır " ama o bu kusurları görmek yerine,en sevdiği yönlerini düşünmeyi tercih ediyor.Çocukluğundan beri de böyle yapıyor.Örneğin Yasemin burnuna ve karnına bayılıyormuş.